Kısa Açıklama: Ana karakterimiz Bojji konuşamayan, duyamayan ve fiziksel güçten yoksun bir prenstir. Hayali ise en büyük kral olmaktır. Bolca masalsı öğelerin bulunduğu bu anime göründüğünden daha ciddi olayları işliyor. Bu yazıda da bu olaylardan bazılarını anlatacağız.
Bojji ve Daida
Resim- https://i.imgur.com/CvuWS65.png
Bojji fiziksel dezavantajlarına rağmen pozitif ve güler yüzlü bir çocuktur. Daida ise kralın ikinci eşinden sahip olduğunu küçük kardeşidir. Bu iki kardeş çoğu yönden birbirine zıt olarak tasarlanmış. Bojji ne kadar alçakgönüllü ve bağışlayacıysa Daida da o kadar egoist ve kibirlidir. Bojji üç başlı yaralı bir yavru yılan gördüğünde ona yardım etmek istemiş, yavru yılan için gözyaşı dökmüştür. Daida'ya baktığımızda ise eğitmeni Bebin ile yürürken sağır ve görme engelli birisi gördüğünde yaşamasının ne anlamı olduğunu, eğer kendisi böyle bir engelle doğsaydı kendi yaşamına son vereceğini söylemiştir. Aslında onun bu düşüncesi Bojji ile olan ilişkisine de ışık tutmuş oluyor. Daida çok küçük yaşlarda abisi Bojji ile oynarken zamanla onunla pek konuşmuyor bile. Yani abisinin kusurlarından da rahatsızlık duyuyor.
Daida’nın Bebin ile olan konuşmasına geri dönersek eğitmeni Bebin, Daida’ya güzel bir soru sorar:
-(Sağır ve görme engelli kişiyi kastederek) Aynı şartlarda olsaydınız yaşamaya devam edecek özgüveniniz olmazdı mı demek istiyorsunuz?
Daida laf salatası yapıyorsun diyerek soruyu geçişiştirir fakat Bebin yine Daida’ya öğüt verircesine şöyle der:
-Prens Daida, biz, sizin herkese ümit verebilen türden biri olmanızı istiyoruz.
Bu konuşmalar Daida’yı hemen olmasa bile daha sonraları üzerinde düşünmeye teşvik ediyor. Daida en çok konuştuğu Miranjo’nun ihanetine uğradıktan sonra abisinin başına gelenleri ve babasını anılarını görerek karanlıkta kaldığı zaman boyunca olgunlaşıp egosundan kurtuluyor. Miranjo’nun ihaneti bir bakıma Daida’nın gelişmesine büyük bir katkı sağlıyor denebilir. Böylece Daida abisine haksızlık yaptığını anlıyor. Bir insanın hatalarını anlaması ve insanların kendi dezavantajlarının üzerinden gelmesi konusunda Daida ve Bojji üzerinde yapılan bu anlatımlar benim çok hoşuma gitti.
Üç Kardeş
Resim- https://i.imgur.com/0etQEx8.png
Tanrılardan biri olan Yeraltı Kralı Satun ölümsüz olma arayışına giren acımasız birisiydi. Hükmü altındaki Yeraltı kargaşa ve kaos içindeydi. Ölümsüz olmak için çok sayıda insanı öldürdü ve sonunda ölümsüzlüğün çocuk yapmakla bir ilgisi olduğuna inandı. Bu bana biraz Cengizhan’ı hatırlattı. Anime sadece masalsı öğelerden değil tarihsel öğelerden de biraz yararlanmış gibi. 😊
Bir insanla evlenen Satun’un üç oğlu oldu.
Animede en çok bu üç kardeşin ilişkileri benim ilgimi çekti.
Üç kardeşin en büyüğü olan Desha babasından güçlü büyü güçleri ve normal bir insandan fiziksel olarak daha güçlüydü.
Ortanca kardeş Despa ise babasından hiçbir özellik almamış ve normal bir insan olarak doğmuştu. Dövüş sanatlarına yeteneği olmasa bile diğer iki kardeşine nazaran daha çok daha zekiydi.
Küçük kardeş Ouken ise silah kullanmada oldukça becerikli ve fiziksel güç olarak normal bir insanın çok üstünde birisiydi.
Desha’nın liderliğinde bu üç kardeş babaları olan Satun’a baş kaldırarak Yeraltı Krallığının acımasızca yönetilmesini durdurmaya çalışıyorlar. Fakat bu savaşı kaçılmaz kılıyor. Savaş boyunca binlerce insan ve farklı ırklardan kişiler can veriyor. Savaş bir noktan sonra öyle çirkinleşiyor ki Desha’nın tarafındaki paralı askerler karşılarındaki düşmanı tuzağa çekmek için bir bebeğe işkence ediyorlar. Burada üç kardeşin en çaresiz anlarından birine tanıklık ediyoruz. Bir Tanrı olan Satun ve yanındaki güçlü savaşçıları alt etmek için bu olaylara sessiz kalmaya çalışıyorlar fakat içten içe bu durumdan kendileri de çok rahatsızlar. Zorlu çabalar sonucunda Üç kardeş sonunda babalarını öldürerek bu korkunç savaşı kazanırlar. Yeraltı Krallığı artık huzurlu ve güvenli bir yer haline gelir. Üç kardeşten en büyüğü Desha artık yeni kral olur. Ortanca kardeş Despa ise kendini araştırmalarına verir. En küçük kardeş Ouken ise ordunun başındaki kişi olmuştur. Üç kardeş acı dolu günleri geride bıraktıklarını düşünerek krallıktaki huzuru kendileri de yaşamak ister fakat üç kardeşin anlatıldığı her masalda olduğu gibi en küçük kardeşi hep daha farklı bir kader bekler. Babasının arzuladığı ölümsüzlük Ouken’in içinde uyandı. Desha ve Despa bu durum karşısında çaresizdi. Ouken ise benliğini kaybetmekten korkuyordu. Burada aslında kardeşlerin ölümsüzlüğün iyi bir şey olmadığını bilecek kadar olgun olduğunu görüyoruz. Sıradan bir insan ölümsüz olmayı çok üstün bir güç sanabilir fakat ölümsüzlük beraberinde kişinin kendi değerlerini yitirmesine, zamanla mantığını yitirmesine sebep olur. Vücut ölümsüz olur ancak ruh günden güne zayıflar. Animenin son bölümlerine kadar Desha ve Despa’nın Ouken için çabalamaktan asla vazgeçmediğini görüyoruz. Üç kardeşin hikayesi daha bitmedi fakat anime bitti. Bu üçlünün hikayesini gerçekten güzeldi. 2. sezon daha yeni başladı umarım kardeşlerin hikayesini güzel bir şekilde işlemeye devam ederler.
Yorumlar
Yorum Gönder